Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, TBMM’de kabul edilen Kentsel Dönüşüm Yasası’na ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Ercan, söz konusu yasada kentlerin ve yapıların depreme hazırlıklı hale getirilmesine dair bir hükmün bulunmadığını vurguladı. Yurttaşın barınma, mülkiyet, konut, savunma ve hak arama haklarının ihlali niteliğinde düzenlemeler yapıldığınının altını çizen Ercan, evrensel hukuk kuralları ile güvence altına alınan temel hakların hiçe sayıldığını ifade etti. Yasanın kentsel dönüşümden çok rantsal dönüşüme yol açacağını belirten Ercan, vatandaşların mülkiyet hakkının yok edildiğini söyledi.

“İTİRAZ HAKKI YOK”

Gökhan Ercan’ın açıklaması şöyle: “Bu değişiklik ile; üzerinde yerleşim mevcut olsa dahi herhangi bir yer rezerv alan seçilebilecek, buradaki vatandaş evinden sürülebilecek, tapu sahibi olduğu mülkü el değiştirecek ve bu suretle barınma ve mülkiyet hakları ihlal edilmiş olacaktır. Depreme hazırlık amacına değil, yurttaşların hakları yok sayılma pahasına şehrin değerli alanlarını yıkıp yeniden inşaat rantı yaratmaya yönelik bir yasa yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunda hedeflenen bir şehir planlamacılığı ya da depreme hazırlık amaçlı kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm olduğu çok açıktır.Yurttaşın kendi evi hakkındaki çok önemli kararlara katılım ve itiraz hakkı elinden alınmış; karar yeter sayısı azaltılarak mülkiyet hakkı yok edilmiştir Burada asıl tehlike, binanın yeniden yapılması, müteahhide verilmesi, sözleşme yapılması ve yıkım gibi hayati kararların yüzde 50+1 tarafından alınabilmesi maddesinin içerisinde saklıdır.

‘MÜLKİYET HAKKININ AÇIK İHLALİ’

Mevcut yasadaki riskli yapı hakkında karar yeter sayısı, arsa payının 2/3 oranında iken, değişiklik ile bu oran salt çoğunluğa indirgenmiştir. Kat Mülkiyeti Kanununda dahi bazı kararlar, kat maliklerinin 4/5'inin veya yasaklı ve önemli konularda tamamının kararı ile alınırken, söz konusu yasada; tevhit, ifraz, binanın yeniden yapılması, müteahhide verilmesi, sözleşme yapılması ve yıkım gibi hayati kararların yüzde 50+1tarafından alınabilmesi büyük bir çelişki ve tehlike oluşturmaktadır. Bu durumda karara katılmayanlar ve azınlık durumda kalanların itirazları tamamen yok sayılmış ve nihai olarak yapılarına el konulup hisselerinin satılabilmesinin önü açılmıştır. Yasa, bu haliyle mülkiyet hakkının açıkça ihlali anlamına gelmektedir.

‘İNSAN HAKLARINA AYKIRI’

Malikin muvafakatı aranmaksızın resen uygulama yapılması ve kolluk kuvvetlerinin zorla müdahalesi konut dokunulmazlığı hakkının ihlalidir, İnsan haklarına aykırıdır Yasada, idarenin; ‘istediği şehirde istediği bölgede istediği alanı ilan edip derhal yıkıma başlamak ve ranta kavuşmak’ arzusu o denli ölçüsüzdür ki; vatandaşın muvafakati olmasa bile polis/ kolluk müdahalesiyle konuta zorla girilmesi ve resen işlem yapılması öngörülmektedir. Yapının riskli olup olmadığının tespiti, yapının tahliyesi ve yıkım aşamalarında kolluk kuvvetlerinin zorla yurttaşın evine girebileceği, eşyasının tahliye edileceği ve evinin yıkılacağı düzenlenmektedir. Tebligat ve yargı usulü değişiklikleri ile bilgi edinme, etkili başvuru, hak arama ve savunma hakları ortadan kaldırılmaktadır. Tebligat Kanundaki düzenlemeler ile taraflara yapılacak tebligat usulünün tamamen değiştirilmesidir. Zira düzenlemeye göre daire sahiplerine riskli yapı kararı, yıkım kararı, satış kararı gibi hayati önemdeki bildirimler doğrudan tebliğ edilmeyecek, e-devlet, muhtara ilan gibi çeşitli vasıtalarla yapılacaktır.

‘KABUL EDİLEMEZ’

Bu durumda dairesi hakkında alınan kararlardan haberdar olmayan maliklerin ise taşınmazının satılması dahi gündeme gelebilecektir. Kişilerin itiraz haklarının ellerinden alınması Halka rağmen alınan hiçbir karar, gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez. Rant için, halkın mağdur edildiği Kentsel Dönüşüm adı altında uygulamaya geçirilmeye çalışılan ‘Rantsal Dönüşüm’ projesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kanun koyucular, halktan aldıkları yetki ile devlet imkanlarını halkın aleyhine kullanamazlar. Her fırsatta övünerek ve artık kendiniz de inanmaya başladığınız ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ yalanınız ile ters düşüyorsunuz. Sosyal Devlet, yurttaşlarının eğitim, sağlık, barınma gibi hizmetleri sunan bir anlayışı ifade eder. Rant için onların barınma alanlarına göz diken, müdahale eden bir anlayışı değil.”