Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kocaeli'de çevre ödülleri törenine katıldı. Törene Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve çok sayıda sanayici katıldı. Bakanlığının iş gücünün fazla olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, "Bakanlığımız 3 isim ve 3 konudan oluşuyor. Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği. Her birinin kendine göre önemli alanı var. Bu dönem bir de üzerimizde depremin getirmiş olduğu yükler var. Özellikle Marmara çevresinde olabilecek olası depremin hazırlıkları konusu için çok daha zor ve ağır bir yükle karşı karşıyayız. Bizler deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği hepimiz bilelim ve öyle hareket edelim. Bir kümes bile yaptıracaksak bu gerçeği bilerek hareket ederek yaptırılalım. Bilim adamları diyorlar ki Himalayalar'dan başlayarak Alpler'e doğru uzanan çizgi üzerinde 5 tane riskli ülke var, birisi Türkiye. Aletli ölçümün başladığı günden bugüne kadar gelindiğinde denizlerimizde ve karalarımızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı diye tarif ettiğimiz deprem sayısı 231. Sadece ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar ve yine bilim adamları diyorlar ki nüfusumuzun yüzde 70'i birinci ve ikinci derecede deprem bölgelerinde yaşıyor. Şu anda Türkiye'de kırılmamış, tespit edilebilen 485 fay hattı var. Ne zaman kırılacak, kaç şiddetle kırılacak, gece mi, gündüz mü bizi yakalayacak bilemiyoruz" diye konuştu.

"SENE SONUNA KADAR 200 BİN KONUTU TESLİM EDECEĞİZ"
6 şubat depremlerine değinen Özhaseki, "6 Şubat'ta karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 şiddetli depremin bile hasarını onarabilmek için büyük bir çaba devam ediyor. 2 depremde 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konut, 170 bin civarında iş yeri yıkıldı. 50 binin üzerinde şehidimiz var. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. İşin manevi zararını zaten tarif edecek bir şey yok. Bize düşen deprem ülkesi olduğumuzu bilmek ve buna uygun hareket etmek. Karşımıza çıkan manzarada devlet olarak çok hızlı refleks gösterdik. Orada binlerce konut yapılıyor.. Bin 950 şantiyemiz var. 153 bin kişi deprem bölgelerinde, inşaatlarımızda çalışıyor. Dünyanın en büyük şantiyesi diyebiliriz. 4 bin 333 köyde de köy evi yapılıyor. Merkezleri yıkılan Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya gibi şehirlerin merkezlerini, meydanlarını yapıyoruz. Meydana açılan ana caddeleri adam etmeye çalışıyoruz. Altyapılarıyla ilgili 65 milyar lira temin ettim. Bütün şehirlerin, su, kanal arıtma tesisi gibi tesisleri yeniliyoruz. Yüz binlerce ev yapılıyor. Şu anda 76 bin konutu teslim ettik. Sene sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Gelecek senenin ortalarında ve sonuna doğru da inşallah bütün hak sahiplerinin haklarını vermiş olacağız" şeklinde konuştu.

veriler; dünyanın ısısının 1.45 derece arttığı, içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası'nın ise daha fazla oranda arttığı, eğer bu 2 derece çıkarsa önce gıda krizinin kopacağı, 3 derece yükselirse bu ısı, dünyada birçok yerde iklim krizinden dolayı çölleşmenin başlayacağı ve milyonlarca insanın göç tehdidiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde. Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Bunun sebebi de sanayi devrimiyle birlikte üretimin korkunç şekilde artması, onun tüketimi tetiklemesi ve neticesinde dışarıya atmış olduğumuz atıklar. Üretirken ortaya salmış olduğumuz karbon salınımı. Çevredeki bu tahribattan dolayı da geçtiğimiz yıl Türkiye'de bin civarında büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Yangınlar, seller, heyelanlar, müsilajlar arka arkaya geliyor" ifadelerini kullandı.

"MARMARA'YA KIYISI OLAN ŞEHİRLERİN YÜZDE 50'Sİ KABA TUTUCULARLA PİSLİĞİ TUTUYOR"
Dünya Bankası bir takım veriler yayınladığını söyleyen Bakan Özhaseki, "Onların verilerine göre her sene 2.1 milyar ton çöp dışarıya atılıyor. Bir başka veriye göre her yıl 8 milyon ton atılmaması gerek atık okyanuslara karışıyor. 2 milyardan fazla insan temiz suya ulaşamıyor ve böyle giderse 2050 yılına doğru vardığımızda dünya nüfusunun 10 milyar civarında olacağı, 100 milyonlarca insanın ülke değiştirmek için sınırları zorlayacağız ve bunun da harpleri beraberinde getireceği tespitleri var. Bu dünya bizim ortak evimiz. Bu anlamda da çevreyle ilgili üstümüze düşenleri hakkıyla yapmaya çalışıyoruz. Bir müsait belası var. Daha önce de Türkiye'de müsilaj oluşmuş. Sadece 2 yıl önce ortaya çıkan bir bela değil. En büyük sebebi olarak durağan deniz, ısınma ve evsel atıklardan ortaya çıkmış olan azot ve fosfor. Kocaeli'nin bir sorumluluğu gözükmüyor. Ama neredeyse Marmara'ya kıyısı olan şehirlerin yüzde 50'si kaba tutucularla pisliği tutuyor, olduğu gibi denize veriyorlar. Bu azot, fosfor canlı çeşitliğini öldürüyor, aşağıda çamur birikimine sebep oluyor, üst tarafta müsilaj oluşturuyor ve hep beraber temizlemeye çalışıyoruz" dedi.

arkadaşlara rica ediyoruz kampanya başlatacağız. Değişik çöp poşetleri vererek devam edeceğimiz bir ortam olarak gözüküyor" şeklinde konuştu.

"YILLIK 20 MİLYAR CAM ŞİŞE, ALÜMİNYUM DIŞARIYA ATIYORUZ"
Bakanlık olarak 3 projeleri olduğunun altını çizen Özhaseki, "Birincisi ‘Denizler halkındır' projesi. Bundan 15 gün önce ilan ettim. Halkın denizlere ulaşmasını engelleyen ne varsa bertaraf edeceğiz. Bununla ilgili ihbar hatları kuruldu. Yıkımlar da başladı. Bunu ciddiyetle takip edeceğiz. İkincisi mapa şamandıra projesi. Türkiye'de 100 binin üzerinde yat var. Dünyanın en güzel koylarından sahibiz. Rastgele ağaçlara bağlıyorlar. Sonra da çapa atıyorlar ve kirlilikleri de çoğu zaman gösterdiğimiz yere, arıtma tesislerinin girişlerini vermiyorlar. Birçok kaptanla konuştum. Neredeyse tamamı, ‘Biz gemilerimizdeki kirlilikleri biraz açığa çıkınca denize veriyoruz' diyorlar. Günahtır, bu koylar bir daha elimize geçmez. Eğer bunları kirletirsek şimdi nasıl ki dip çamuru için trilyonlar harcıyoruz, adeta canımız çıkıyorsa yarın bir gün o koyların hepsini zehirlemiş oluruz. Bunlarla ilgili de çok ciddi önlemler başlıyor. Üçüncü projemiz depozite sistem. 1 litre ile 3 litrelik günlük kullandığımız şişe sayısı yıllık 20 milyar. Yıllık 20 milyar cam şişe, alüminyum dışarıya atıyoruz. Tabiatta yüzyıllarca kalıyor, erimiyor. Depozito sistemini kuruyoruz. Onun bedeli olacak. Önce biraz alıştıralım diye 5 bin yerde büyük, marketlerde, parklarda veyahut da insanların uğrak yerlerinde o makineleri kuracağız. Vatandaş şişe getirdiğinde bizden bedel alacak. Ama bir müddet sonra üzerinde o şişenin veyahut da o ambalajın rakamını ödeyecek, ama tekrar geldiğinde telefonla barkodu okuduktan sonra o parayı alabilecek. Verdiği parayı alacak, bu sisteme de geçtiğimizde tahmin ediyorum ki o yirmi milyar şişenin büyük bölümü de geri dönmüş olacak" ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından çevre ödülleri takdim edildi.